Umre
Sözlüklerde "ziyaret etmek" anlamına gelen umre, dinî bir kavram olarak, özel bir şekilde Kâbe’nin ziyaret edilmesini ifade etmektedir.
Yarım Asırlık Tecrübe
Mekke-i Mükerreme
Mekke-i Mükerreme, Arap yarımadasının Hicaz bölgesinde, Kızıldeniz’in doğusunda yer alan, tam ortasında Müslümanların kıblesi Kâbe-i Muazzama’nın ve ibadetlere bire yüz bin sevap ihsan edilen Mescid-i Haram’ın bulunduğu, İslam esaslarından hac vazifesinin ifa edildiği mübarek bir şehirdir.
Mekke-i Mükerreme, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğduğu, nübüvvet ve risalete mazhar olduğu, Kur’ân-ı Kerîm’in ayetlerinin birçoğunun içerisinde nazil olduğu bir şehirdir. Çevresi kayalarla çevrili olan ve tek su kaynağı olarak zemzeme ev sahipliği yapan şehrin kuruluşu Hz. Âdem’e kadar dayanır.
Mekke, Kur’ân-ı Kerîm’de birçok farklı isimle zikredilmiştir. Bu isimler şunlardır: Mekke, Bekke, Ümmül-Kurâ, El-Beled, El-Beledül-Emin, El-Belde, Harâmün Emin, Vâdi Ğayri Zî Zer’in, Meâd, Karye, El-Mescidül Haram.
Medine-i Münevvere
Medine-i Münevvere, Hicaz bölgesinde yer alan, kuzey doğu tarafında Uhud dağı ve Avr dağları ile çevrili olan, doğu ve batı yönlerinde harra denilen siyah bazalt taşları ile kaplı bir ovada bulunan ve Mekke-i Mükerreme’den sonra mübarek kabul edilen ikinci şehirdir.
İslam’ın ilk başşehri olan Medine, Peygamberimiz (a.s)’ın Mekke-i Mükerreme’den hicret ederek yerleştiği, ilk İslam topluluğunu kurduğu; içinde yeryüzünde ibadet maksadıyla yolculuk yapılabilecek üç mescitten biri olan Mescid-i Nebî’nin ve Kabr-i Saadet’in bulunduğu nurlu bir şehirdir. Bu yüzden Medîne-i Münevvere yani nurlanmış şehir diye anılmıştır.
Şehrin eski adı Yesrib olup, hicretten sonra Resûlullah (s.a.v.) bu adı değiştirerek “Medine” diye isimlendirmiştir.
İnsanlığın Kalbi Kudüs
İnsanlık tarihinin âdeta özeti olan Kudüs, tarihin en kadim şehridir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in ziyaret ettiği Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Kudüs, Müslümanlar için Mekke ve Medine’den sonra gelen kutsal beldenin adıdır. On binlerce peygamberin medfun olduğu bu coğrafya, Yahudilik ve Hristiyanlık inancına mensup insanlar için de büyük öneme sahiptir.
Kıtaları Birleştiren Ülke: Türkiye
Mardin’den Diyarbakır’a, Rize’den Çanakkale’ye kadar zengin tarihî mirası ve göz kamaştırıcı doğal manzaralarıyla her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Türkiye, tarihte çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır ve köklü mazisiyle eşsiz bir konuma sahiptir. Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan ve üç yanı denizlerle çevrili olan Türkiye, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar görkemli bir tarih havzasına sahiptir.
İslam’ın Avrupa’daki Mührü Endülüs
İslam medeniyetinin Avrupa’daki mührü olan Endülüs, büyüleyici mimarisiyle insanlık tarihinde bilim ve sanatın âdeta zirvesini temsil etmektedir. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde de bulunan muhteşem Elhamra Sarayı veya Kurtuba Camii ziyaretçileri kendisine hayran bırakan olağanüstü bir kültürel mirası yansıtmaktadır.
Balkanların İncisi Bosna-Hersek
Balkanların incisi Bosna-Hersek, önemli ve hüzünlü mazisiyle dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Avrupa kıtasındaki tek Müslüman ülke konumunda bulunan Bosna-Hersek, Osmanlı döneminden kalma tarihî eserleriyle göze çarpmaktadır. Tarihî Mostar Köprüsü’nden Osmanlı Köyü Poçitel’e, Blagay Tekkesi’nden Srebrenitsa Şehitliği’ne kadar ziyaretçilerine tarihe yolculuk yaptırmaktadır.
Medeniyet Beşiği Özbekistan
Tarihî ve görkemli yapıtlara ev sahipliği yapan Özbekistan, Orta Asya’nın en kadim ülkelerindendir. İlim ve kültürün merkezi Buhara ve tarihî medrese ve kervansaraylarıyla Semerkand’ı içinde barındıran bu bölge, turkuaz renkli çinileri ve mavi kubbeleriyle ziyaretçileri büyüleyen muhteşem bir mimariyi yansıtmaktadır. Asırlar boyunca Türk-İslam medeniyetine beşiklik etmiş olan bu coğrafya her yıl yüz binlerce insan tarafından ziyaret edilmektedir.
Hac
Kâbe, "Allah’ın Evi" manasında "Beytullah" ismini taşıyan ve yeryüzünde inşâ edilen ilk mabettir.
Programlarımız
Bilgilendirme
50. Yılı Hakkında Söyleşi
IGMG Hac-Umre Birim Başkanı Tahir Köksoy ile Avrupa’da bir Marka haline gelmiş Millî Görüş Hac-Umre Organizasyonunun 50. Yılı Hakkında Söyleşi
Millî Görüş Hac-Umre organizasyonunu kısaca bize tanıtır mısınız?
Öncelikle bu imkânı bize tanıdığınızdan dolayı sizlere ve tüm ekibinize teşekkür ediyorum. Millî Görüş Hac-Umre organizasyonumuz bundan tam 50 yıl önce Avrupa’da yaşayan Müslümanların farz olan Hac ibadetlerini ve umre ziyaretlerini gerçekleştirebilmeleri için teşkilat bünyesinde kısıtlı imkanlar dahilinde kurulmuştur.
2009‘li yıllara kadar aralıksız hizmetlerini sürdüren Millî Görüş Hac Organizesi daha sonra kurumsal bir yapıya dönüştürülerek şirket haline gelmiştir. Şu an Avrupa başta olmak üzere Avusturalya da dahil 11 ayrı ülkede 35 Bölge ve yüzlerce şube temsilciliği şeklinde tüm Avrupa’da gönüllü dava kardeşlerimiz aracılığıyla her yıl binlerce kişiyi kutsal beldelere kavuşturan kuruluşumuz, insanımızın rahat huzurlu bir o kadar da ibadetleri doya doya yapmalarına vesile olmaktadır.